Kanaryalar

Eşleştirmelerde Aile İçi mi Yoksa Çeşitlilik mi?

Kendi kendinizi hiç “Eşleştirme stratejim nedir?” diye sorguluyor musunuz? En yüksek puanlı kuşları mı yoksa iyi bir takım mı elde etmek? Bu yazımda aile içi eşleştirmenin alternatifi üzerinde durmak istiyorum:Doğada mevcut olan kural şudur: Farklılık ve çeşitlilik = İYİ
Aile içi eşleştirme ve gen benzerliği = KÖTÜ Buna en iyi örnek çitalardır. Bilindiği üzere bütün mevcut çita ailesi bir dişiden günümüze gelmiştir. O kadar kısıtlı genetik çeşitliliği vardır ki kolayca ortadan yok olabilirler.

Çeşitlilik eşleştirmede bir sihir midir? Birçok Belçikalı üreticiye göre en tepeye ulaşmanın yoludur. Bugün için birçok Belçikalı üretici aile içi eşleştirme için yeterli sabra sahip olamayıp istedikleri şudur: Öncelikle mükemmel bir erkek kuşa sahip olup takip eden sezonda bu kuşun yavrularında bu izi takip etmektir. Birçoğu en iyi erkeklerini ve en iyi dişilerini iyiden başlayıp sıralayıp bir numara erkek ile bir numara dişi ile eşleştirme yoluna gitmektedirler. Her zaman o “ALTIN ÇıFT”in izini sürerler. Bir artı bir eşittir iki olmasa da su ana kadar bir hayli başarılı oldukları bir gerçektir.
Bu noktada aile içi eşleştirmeyi savunanlar kuvvetle iddia etmektedirler ki verimli ve sağlıklı kuşlar dikkatli bir secim geliştirilebilirler. Bu düşünce laboratuar ortamında doğru olabilir fakat ötüm kuşlarında o kadar basit değildir.

ıçimizde kaç kişi gerçekten verilen yumurta sayısını, ölçülerini, yavruların fiziksel yapısını tam anlamıyla takip edebiliyor ki? Genel olarak yaptığımız yavruların ötüm kalitesini takip etmektir. Örneğin, 8 Kloklu bir erkeği üreme sorunları olsa da eşleştirme planından çıkarabiliyor muyuz? Sonuç eleştirmenlerinin de tanımladığı gibi “Aile içi eşleştirme depresyonuna” dönüşebilmektedir. Eğer gerçekten süreklilik ve örneğin ortalama 100 puanlı kuşların olduğu bir takim isterseniz, aile içi eşleştirme sizi oraya götürebilir. Ama SHOW’daki en iyi kuşu isterseniz çeşitlilik sizi oraya götürebilir.
Tartışma noktam klasik çan eğrisi istatistiği ile anlaşılabilir.

Evet, aile içi eşleştirme çeşitliliği azaltır. Farklılıklar azalıp ve bir ortalamaya oturur. ıstenmeyen özellikteki kuşların elimine edilmesi sırasında çan eğrisinin sol tarafını azaltabiliriz. Çanın orta kısmında ortalama kuşlarınız ve çanın sağında ise iyi kuşlarınız yer alır. Sol tarafı elimine ederken istemeden de genetik varyasyonunuzu azaltıp çanın sağındaki iyi öğrencilerinizi de dolaylı olarak elimine edersiniz. Bu teoriyi güçlendirmek için Modern Harzları örnek verebiliriz. Harzlar uzun bir süre aile içi eşleştirme yoluyla ırkın devamı sağlanmış olup hatta bazıları 7 kuşak geriye ait kayıtlara sahiptir (pedigree). Peki, ne oldu bu kuşlara? Orijinal (otantik) Harzlarin yıllar önce puan kartları notalarla (nağme) dolu iken su turları da dâhil hemen hemen 4 nağmeli (turlu) bir kuş haline gelmişlerdir. Evet, bu 4 turu mükemmel olarak yapabiliyorlar fakat tarihi çeşitliliklerini kaybetmiş durumdadırlar. GEN havuzları daralmıştır. Malinualarda bu kadere doğru yol alabilirler.

Peki, üreticiler olarak bizim amacımız nedir? Eğer gelişim istiyorsak bunun cevabi çeşitli gen havuzu değil de nedir? Benim önerim hem aile içi eşleştirme hem de çeşitliliğe aynı oranda önem veren kontrollü bir üretimdir. Tamamen çeşitlilik istenen bir şey değildir ama tamamen aynılık (homojenlik) de istenen bir şey değildir. ıyi bir geni aileye sokmak ve olabilecek olumsuzlukları da dikkatle ortadan kaldırmak gereklidir.

HAZIRLAYAN:RICHARD ROLLOFF

ÇEVıREN: CEM ASLAN

KAYNAK: www.tkkkf.com